Richard Foster’ın Sadelik Disiplini Geliştirmek için 10 Denetleme İlkesi
- Bir şey aldığınızda bunu, getirecekleri konumu değil, işinize ne kadar yarayacağını düşünerek alın. Örneğin, giysilerinizi düşünün. Çoğumuzun daha fazla giyisiye ihtiyacı yoktur. Son modayı yakalamayı bırakın. Sadece yeni giysilere ihtiyacınız olduğu zaman kullanabileceğiniz bir kıyafet alın.
- Sizde bağımlılık yaratan her şeyi reddedin. Gerçek psikolojik gereksinim ile bağımlılık arasındaki farkın ayrımına varın. Bağımlılık yapan, besin değeri olmayan alkol, kahve, çay, kola gibi içecekleri içmeyi bırakın veya azaltın. Eğer herhangi bir medya aracı (TV, radyo, dergi) olmadan yapamadığınızı fark ediyorsanız, onu hayatınızdan çıkarmalısınız. Tanrı dışında hiçbir şeyin kölesi olmayın.
- Verme alışkanlığı edinin. Sahip olduğunuz bazı şeylere bağlanmışsanız, onları “ihtiyacı olan kime verebilirim” diye düşünün. Toplayıcı olmayın. Evinizi ve yaşamınızı tıka basa dolduran eşya yığınından kurtulun. Başkalarına verin.
- Modern ıvır zıvırın bekçiliğini yapanların propogandasından etkilenmeyi reddedin. Modern propogandacılar şunun ya da bunun yeni modelini elde etmemiz gerektiğine sizi ikna etmeye çalışırlar; çünkü bu şeyler yaşamımızı kolaylaştıran yeni işlevler içerirler. Gerçek şu ki, zaman kazandırdığı söylenen cihazlar hemen hemen hiçbir zaman tasarrufu yapmazlar. 1 numaralı ilkeyi hatırlayın.
- Bazı şeylerden sahip olmaksızın zevk alın. Kültürümüz bir şeylere sahip olmayı çok vurgular. “Bir şeye sahip olursak, ona egemen olacağımızı hissederiz; ona hükmettimiz zaman da, bize daha çok zevk vereceğini düşünürüz.” (Foster, 93). Bu fikir bir yanılsamadır. Ödünç alın ve başkalarıyla da paylaşın. Unutmayın, hiçbir şeye gerçekten sahip olmuyoruz; sadece Tanrı için kahyalığını yapıyoruz.
- Yaradılış için daha derinden şükretmeyi öğrenin. “Sadelik, ‘RAB’bindir yeryüzü ve içindeki her şey, Dünya ve üzerinde yaşayanlar’ (Mezmur 24:1) ayetini daha iyi kavramamıza yardımcı olur.” (Foster, 93).
- Her türlü “şimdi al, sonra öde” planına şüpheyle bakın. Kutsal Kitap faizciliği, bir başkasının kötü kaderinin suistimal edilmesi ve toplumun bir inkarı olarak görür. Bu planlar, sadece tutsaklığımızı derinleştiren birer tuzaktır. Bunlardan, beladan kaçar gibi kaçın.
- İsa’nın açık ve dürüst konuşmakla ilgili öğretilerine itaat edin. Gurur okşayan ve sadece yarı gerçekleri içeren konuşmalardan uzak durun. Bir şeyi yapacağınıza söz verdiyseniz, sözünü tutun. Gelecekle ilgili soyut yorumların veya belli bir jargonun parçası olmayı reddedin. Bunlar, bilgilendirmek ya da aydınlatmaktan ziyade kafa karıştırırlar. Basitçe evetiniz evet, hayırınız hayır olsun.
- Başkalarına baskı uygulayacak her şeyi reddedin. Bu, yüzleşmemiz için son derece zor ve hassas bir meseledir; yine de, yüzleşmemiz gerekir. Fakir ülkelerde çok az masala çalıştırılan işçilerden faydalanmak pahasına kahvemizi yudumlayıp muzumuzu yiyor muyuz? Zengin olma arzumuz, başkalarının fakirliği anlamına geliyor mu? İnsanların cansız montaj hattı işlerinde çalışmaya zorlanmasıyla üretilen ürünleri satın almalı mıyız? Satın aldığınız malın nasıl üretildiğine daha çok dikkat edin. Gerçekte neyi veya kimi destekliyorsunuz. Paranızla destekleyerek kötülere yardım etmeyi reddedin.
- Sizi, Tanrı’nın egemenliği ardınca gitmekten alıkoyan her şeyden uzak durun. İyi şeyleri izlesek bile, odağımızı kaybetmek çok kolaydır. Jim Bliffen kardeşin söylediği gibi: “Eğer daha iyisinin yapılması gerekiyorsa, sadece iyi olanı yapmak bile yanlıştır.” Önceliklerimizi her zaman doğru yerde tutmalı, sürekli doğru şeye odaklanmalıyız: Tanrı’ya.