Bir Müjdenin Özel Mesih Portresi – Matta

Bir Müjdenin Özel Mesih Portresi – Matta

Levi, İsa tarafından kendisini takip etmek üzere çağrıldığında bir vergi görevlisi yani devlet memuruydu. Her şeyini bırakıp İsa’nın ardından gitti ve O’nu takip etmeye başladı. Daha sonra kendisine armağan veya hediye anlamına gelen Matta adının verildiğini görüyoruz. Onikiler’den biri olan İncil yazarı Matta, İsa’yı “İbrahim oğlu, Davut oğlu Kral Mesih” portresi ile bizlere açıklar.

Matta’nın amacı İsa’nın Eski Antlaşma’da vaat edilen Kral Mesih olduğunu Yahudiler’e göstermekti. Müjde’nin Yahudilere yönelik yazıldığını gösteren pek çok işaret mevcuttur. Matta, kendi adıyla anılan Müjde’de Eski Antlaşma’dan çok sık alıntı yapar. Peygamberliklerin İsa’da nasıl yerine geldiğini okuyucuya göstermek ister. İsa’nın konuşmalarını 5 ana bölüme ayıran Matta’nın aslında Kutsal Ruh’un eşsiz esiniyle Pentatük’e gönderme yaptığını anlayabiliriz. Bir Yahudi için İsa’nın beş konuşması ve beş yasa kitabı yani Tevrat arasında bir ilişki kurmak çok kolay olacaktır.

Müjde’nin ilk ayeti olan ”İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih’in soy kaydı…” ifadesi Eski Antlaşma’dan Yeni Antlaşma’ya mükemmel bir geçiş sağlar. İsa’nın Celile bölgesindeki hizmet dönemine daha çok odaklanan Matta İsa’nın konuşmalarına ve vaazlarına bolca yer verir.

Şimdi Matta Müjdesi’nin Mesih portresi olan “İbrahim oğlu, Davut oğlu Kral Mesih” portresine yalnız Matta’ya özgü olan üç pasaj ışığında bakacağız ve Matta’nın, İsa’nın Eski Antlaşma’da vaat edilen Mesih olduğunu Yahudiler’e nasıl gösterdiğini inceleyeceğiz.

  1. Pasaj (Matta 2:1-12)
    Matta’ya özgü anlatılar arasında inceleyeceğimiz ilk pasaj yıldız bilimcilerin Kral Hirodes ile görüşmesi ve Mesih’i aramalarının öyküsüdür. Matta, yıldız bilimcilerin şu ifadesini alıntılar: “Yahudiler’in Kralı olarak doğan çocuk nerede?” Böylece Hirodes bütün baş kahinlere ve din bilginlerine şu soruyu sorar: “Mesih nerede doğacak?” Öykünün devamında yıldız bilimcilerin Mesih olan İsa’yı bulduklarını ve O’na tapındıklarını okuyoruz. Bu öyküde Matta özellikle “Yahudiler’in Kralı” ve “Mesih” kavramlarına dikkatimizi çeker.
  2. Pasaj (Matta 9:27-34)
    İsa, sözünün gücü ve yetkisiyle iki kör ve bir dilsizi iyileştirmişti. O hastalıklar üzerinde ya da cinler üzerinde yetkiyle konuşuyordu. Bu durum o dönemdeki Yahudiler için oldukça şaşırtıcı bir hizmet biçimiydi. 33. ayette halkın hayrete düştüğünü okuyoruz. “İsrail’de böylesi hiç görülmemiştir.” diyorlardı. Müjde yazarı Matta’nın halk tarafından söylenen bu ifadeyi alıntılaması dikkat çekicidir. Gerçekten de İsa, İsrail’de daha önce hiç görülmemiş işler yapıyordu. Çünkü o sıradan bir peygamber değildi. İbrahim’e ve Davut’a verilen vaatleri yerine getirecek olan Tanrı’nın Oğlu Mesih’ti. Çarmıha gerildiğinde suç yaftasının üzerinde “Yahudiler’in Kralı” yazacaktı.
  3. Pasaj (Matta 17:24-27)
    Matta İsa’nın kimliğine ilişkin bu eşsiz öyküyü bizlere aktarırken yine İsa’nın İbrahim oğlu, Davut oğlu Kral Mesih olan kimliğinden kaynaklanan yetkisini anlamamızı istiyor. İsa’nın Tanrı Oğlu olarak tapınak vergisinden sorumlu tutulabilecek kişi olmadığını yine İsa’nın Petrus’a verdiği örnekten anlıyoruz. İsa, Mesih ve Oğul olarak tapınağın bizzat kendisidir. Tapınak aslında onun bedenidir. Bu nedenle aslında verginin muhatabı değildir. Tanrı Davut’a “senden sonra oğullarından birini ortaya çıkarıp krallığını pekiştireceğim.” diyerek söz vermiştir. Sonra “O’nun tahtı sonsuza dek sürecektir.” diyerek vaadini açıklamaya devam etmiştir. Böylece Tanrı’nın Davut ile yaptığı antlaşmadan yola çıkarak İsa’nın kimliğine ilişkin ya da Matta’nın sunmak istediği portreye ilişkin daha fazla şey öğrenebiliriz.
    Sonuç olarak İsa Mesih’te İbrahim ve Davut’la yapılan antlaşmaların vaatleri yerine gelmiştir. İbrahim’e “yeryüzündeki tüm uluslar senin soyun aracılığıyla kutsanacak” ve Davut’a “O’nun tahta sonsuza dek sürecektir.” vaatlerini veren Tanrı kurtuluş planını böylece Mesih’te tamamlamıştır.

Eray ÖZTÜRK

Bir yanıt yazın